CHP Genel Lider Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuştu. Kuşoğlu, “Milletin benimsediği Atatürk ve Cumhuriyet kurumlarıyla ilgili olarak istismarların olmaması lazım. Mesela harf inkılabıyla ilgili ‘dilimiz değiştirildi’ üzere kelamlar söylenmemelidir. Lisanımız bizim değiştirilmemiştir. Biz 11’inci, 12’inci, 13’üncü yüzyılda ne konuşuyorsak, toplum olarak onu konuşuyoruz. 1200’lerde yaşamış Yunus Emre’yi net olarak anlayabiliyor muyuz? Anlayabiliyoruz. Bunlar istismar edilmemesi gereken konulardır. Bu konuda sizin bakanlık olarak desteğiniz gereklidir” dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçe görüşmeleri sürüyor. Görüşmeler sırasında kelam alan CHP Genel Lider Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, şunları söyledi:
“DEVLETLE MİLLET ARASINDA ÇELİŞKİ, SORUN, SIKINTI OLUŞTURULMAMALIDIR”
“Kültür, devlet tarafından oluşturulmaz. Devlet tarafından oluşturulamaz fakat katkıda bulunulması gerekir, desteklenmesi gerekir; kültür oluşumuna. Hem lokal ögeleri hem de memleketler arası, global ögeleri kapsaması lazım. Bu hususlarda dayanak olunması lazım. Bu bahiste da muhakkak sonlar aşılmamalı. Devletle millet ortasında çelişki, sorun, kasvet oluşturulmamalıdır.
Cumhuriyet bedelleriyle ilgili olarak hiçbir halde bir sorun, zahmet olmamalıdır. Bu ülke devletiyle, milletiyle, cumhuriyet kıymetlerini, Atatürk inkılaplarını benimsemiştir, bu noktaya kadar gelmiştir. Bu noktaya gelmesinde Türkiye’nin çağdaşlığı yakalamaya çalışmasında, çağdaşlıkla rekabetinde çok kıymetli hissesi vardır; Atatürk ihtilallerinin. Bu noktada milletin benimsediği Atatürk ve Cumhuriyet kurumlarıyla ilgili olarak istismarların olmaması lazım. Mesela harf inkılabıyla ilgili olarak ‘dilimiz değiştirildi’ üzere kelamlar söylenmemelidir. Lisanımız bizim değiştirilmemiştir.
“DEVLETİN LİSANI DEĞİŞMEMİŞTİR, DEĞİŞTİRİLMEMİŞTİR. BUNLAR İSTİSMAR EDİLMEMESİ GEREKEN KONULARDIR”
Biz 11’inci, 12’inci, 13’üncü yüzyılda ne konuşuyorsak, toplum olarak onu konuşuyoruz. 1200’lerde yaşamış Yunus Emre’yi net olarak anlayabiliyor muyuz? Anlayabiliyoruz. Lakin Osmanlı’nın resmi lisanı Farsça, Arapça karması olduğu için o devri anlayamıyoruz. Hasebiyle devletin lisanı değişmemiştir, değiştirilmemiştir. Bunlar istismar edilmemesi gereken mevzulardır. Bu bahiste sizin bakanlık olarak dayanağınız gereklidir.
“SAYIŞTAY RAPORUNDA 8 BULGU VAR”
Bakanlığın geçen yıla benzeri bir raporu kelam konusu. Sayıştay raporunda 8 bulgu var. Geçen yıla nazaran iç denetim sisteminin uygulanmasında ilerleme var. Birinci bulguda İstanbul Havaalanı Müzesi, Atlas Sineması üzere yerlerde kamu yönetimi tarafından mali tablolarda 25 milyon fiyatında bir yanlışı oluşmuş. Kayıt ve korumasıyla ilgili problemler var.
İstanbul Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü’nde doğrudan temin usulüyle yaptırılan 5 adet işin sözleşmesinde bu konuya ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamasına rağmen toplamda 197 bin 905 liralık iş artışıyla ilgili eksik iş yapıldığı tespit edilmiştir. Belediyeler tarafından tahsili yapılan kültür varlıklarının korunmasına ait katkı paylarıyla ilgili olarak 700 milyon liralık bir eksiklik söz konusu olmuştur.
Vakıflar Genel Müdürlüğü’yle ilgili Sayıştay raporlarında rekor 35 bulgu var. Vakıflar Genel Müdürlüğü yüklü olarak gayrimenkul takibi yapıyor. Fakat bu işi yapamıyorlar. Takımlarıyla ilgili bir sorun mu var, eğitim sorunu mu var bilmiyorum. Her sene Vakıflar Genel Müdürlüğü’yle ilgili olarak böyle sorunlar var. Buna eğilmek lazım, bu işin takibinin yapılması lazım. Dijital ortamda bunların takibiyle ilgili bir sorunun artık olmaması gerekir.
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ve Devlet Tiyatroları’ndan bahsetmek istiyorum. Takımlar konusunda, klasik 657 ve kontratlı takımlarında farklılıklar olması lazım. Oradaki beşerler sanatçı. Mesela bale sanatkarları, belirli devirlerde bu işleri yapabiliyorlar. O bahis ile ilgili farklı bir çalışma yapılması lazım. Takım sıkıntısının çözülmesi lazım.”
